top of page
log_sms.png

Elektrik Faturalarında Yeni Dönem: 1050 TL Sınırını Aşan Mesken Aboneleri İçin Sübvansiyonun Kaldırılması

  • 14 Şub
  • 3 dakikada okunur



12989 Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 07/11/2024 Tarihli ve 12989 Sayılı Kararı ile konutlarda yıllık 5.000 kWh’ı aşan tüketiciler ile ticarethane ve sanayi tarifesinden faydalanarak elektrik tüketimi sağlayan işletmelerin yıllık 15.000 kWh’ı aşması halinde sübvansiyonlu tarifeden çıkacağı kararlaştırılmış ve bu husus 1 Şubat 2025 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 16 Kasım 2024 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Bu yazımızda mesken aboneleri yönünden ne gibi değişikliklerin meydana gelebileceği hususunu ele alacağız.


Elektrik Faturalarında Sübvansiyon Nedir?


Sübvansiyon, devletçe kişi ya da kurumlara yardım ifade eder. Elektrik sektöründe ise sübvansiyon, enerji tüketim bedellerinin bir kısmının devlet bütçesinden karşılanarak, mesken kullanıcılarının elektrik faturalarının daha düşük tutulması için uygulanan bir politikadır.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Resmî Gazete’de yayımlanan kararına göre; yıllık elektrik tüketimi 5.000 kilovatsaatin üzerinde olan mesken aboneleri, sübvansiyonlu tarifeden yararlanamayacaktır. Bu sınırın altında kalan tüketiciler, halihazırda uygulanan sübvansiyondan faydalanmaya devam edecektir.

Türkiye’de elektrik faturalarıyla ilgili yapılan yeni düzenlemeler, özellikle yüksek elektrik enerjisi tüketiminde bulunan kullanıcıları doğrudan etkilemektedir. Örneğin, evi çok büyük olan mesken abonelerinin, çok fazla cihaz çalıştıranların ve elektrikli otomobil kullananların elektrik maliyeti çok daha yüksek olacaktır. Bir başka örnek olarak da elektrikli ısıtıcıları gösterebiliriz. Örneğin, 2.000 Watt gücündeki bir elektrikli ısıtıcı, günde 5 saat çalıştırılırsa ayda yaklaşık 300 kWh tüketmektedir. Elektrikli ısıtıcıların kullanımının yaygın olduğu düşünüldüğünde, ısınmayı bu yöntemle sağlayan mesken abonelerinin sübvansiyon sınırının üzerinde kalması çok muhtemeldir.


2025 yılının Şubat ayı itibarıyla Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren düzenlemeye göre, aylık elektrik enerjisi tüketimi 417 kilovatsaatin (yaklaşık olarak 1.050 TL) üzerinde olan mesken aboneleri, sübvansiyonlu taifenin dışında kalacak ve elektriği gerçek maliyet üzerinden ödeyeceklerdir. Bu durumun birçok ekonomik, sosyal ve çevresel sonucu olması beklenmektedir.


Yeni Uygulamanın Olumlu ve Olumsuz Etkileri


Önemle belirtmek isteriz ki, aylık 417 kWh tüketim sağlanması, doğrudan sübvansiyondan faydalanılamayacağı anlamına gelmemektedir. Ancak son 12 ayda 5.000 kWh’ın aşılması halinde sübvansiyonlu tarifeden çıkarılması söz konusu olabilecektir. Sübvansiyondan faydalanmayan abonelerin faturalarına “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması” (YEKDEM) adı altında aylık değişen ek maliyetlerin de faturaya yansıtılması söz konusu olabilecektir.


Yeni uygulama, yüksek tüketimli meskenler için elektrik faturalarının büyük ölçüde artmasına sebep olacaktır. Örneğin, mevcut faturası 1.050 TL’nin üzerinde olan bir tüketicinin faturasına uygulanan sübvansiyon artık uygulanmayacaktır ve bu uygulama kaldırıldığında fatura 2.000 TL’yi bulabilecektir. Bu artış, özellikle büyük evlerde yaşayan, elektrikli ısıtma veya soğutma sistemleri kullanan veya evden çalışan kişiler için önemli bir mali yük oluşturabilir.


İşletmeler açısından da bazı sonuçlar doğabilir. Evden çalışan bireyler, artan elektrik maliyetlerinin önemli ölçüde artacak olması nedeniyle iş süreçlerinde değişiklik yapmak zorunda kalabilir. Küçük ölçekli işletmeler veya home-office çalışanları, elektrik giderini azaltmak için farklı enerji tasarruf yöntemleri araştırmaya ve uygulamaya başlayabilecektir. Bunun için daha az elektrik tüketmek için ısıtma ve soğutma sistemlerini minimum seviyede kullanabilir, bu da yaşam konforunu olumsuz etkileyebilir. 


Ayrıca, bazı kişilerin daha düşük maliyetli alternatif enerji kaynaklarına yönelmesi de muhtemeldir. Örneğin, güneş panelleri veya diğer yenilenebilir enerji çözümlerine olan talep artabilir. Ancak bu tür çözümlerin de tesisin kurulumu ve üretimi için ilk aşamada dahi yüksek maliyet gerektirebilmektedir. Bu uygulamanın olumlu sonuçlarından en önemlisi, enerji tasarrufu konusunda toplumsal bilinçlenmenin artabilecek olmasıdır. Kamu spotları, sosyal medya kampanyaları ve devlet destekli tasarruf projeleri ile halkın çok daha bilinçli şekilde elektrik enerjisi tüketmesi teşvik edilebilir.


Elektrik tüketiminin azalması, çevresel açıdan bazı olumlu etkiler yaratabilir. Daha az elektrik kullanımı, fosil yakıtlara dayalı enerji üretimini azaltabilir ve böylece karbon salınımını düşürebilir. Özellikle kömür ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarına olan talebin azalması, çevreye daha az zarar verilmesini sağlayacaktır. Ancak, bu durumun tüm tüketiciler için doğrudan çevresel faydalar yaratacağını söylemek pek pek kolay değildir. Örneğin, elektrikli ısıtma sistemlerini azaltan kişilerin elektrik tüketim miktarı azalacak ise de bu enerji kaynağı yerine daha fazla doğalgaz veya kömür sobası kullanmaya başlayabilir. Bu da hava kirliliğine ve karbon salınımının artmasına neden olabilecektir.


Sonuç olarak, elektrik fiyatlarındaki bu değişiklikler, bireylerin süregelen tüketim alışkanlıklarını gözden geçirmelerine neden olacaktır. Ekonomik zorluklara yol açması ihtimali bulunsa da bu uygulama, enerji tasarrufu ve çevresel farkındalığı artırma potansiyeline sahiptir.


Av. Ece KIZILDAĞ GÜNAY


KAYNAKÇA

  1. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 07/11/2024 Tarihli ve 12989 Sayılı Kararı

  2. 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu.

  3. 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayalı olarak 30/05/2018 tarihli ve 30436 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği

Subscribe to our newsletter

 
 
  • LinkedIn
bottom of page